Klorofil ve hemoglobin, temel yaşam molekülüdür.

Hemoglobin ve Klorofil benzer yapılara sahiptir. Aralarındaki en önemli fark; hemoglobinin, demir etrafına, klorofil ise, magnezyum etrafına inşa edilmesidir.

Klorofil, oksijen, karbon, azot, hidrojen ve magnezyum içerir, kandaki hemoglobin ise magnezyum yerine demir içerir.

Hem demir hem de magnezyum metalik atomlardır.

Hemoglobin için birincil işlev, oksijeni akciğerlerden vücudun diğer bölgelerine taşımaktır.

Klorofil tüketildiğinde, hemoglobin’e yardımcı olur.

Dolaşım sistemini destekler, vücudu temizleyerek detox yapar, kırmızı kan hücrelerinin sayısını arttırır. Diğer bir deyişle vücutta ki oksijeni artırır. Klorofil, hemoglobin oluşturmaya yardımcı olur.

Klorofil, bitkileri yeşil yapan maddedir. Klorofil molekülü, güneş enerjisini karbondioksit ve sudan karbonhidrat yapmak için kullandığı kimyasal enerjiye (fotosentez yoluyla) dönüştürmek için eşsiz bir kapasiteye sahiptir. Sonuçta, tüm canlılar enerjilerini ve dolayısıyla yaşamlarını, güneş enerjisinden fotosentez yoluyla elde ederler.

Yine de, klorofil kimyasal yapısında çok eşsiz değildir. Çeşitli doğal organik moleküllerde ortaya çıkan porfirin halkası olarak bilinen bir yapı etrafında inşa edilmiştir. Porfirin halkaları içeren en ilginç molekül grubu, hücresel solunum veya oksijen taşınması ve tüketimi ile ilgili olanlardır. Bunlar hemoglobin, miyoglobin ve sitokromlardır. Hemoglobin, akciğerlerden diğer dokulara ve vücudun hücrelerine oksijen taşıyan insan kanındaki maddedir. Açıkçası, iki yapı çok benzer. Aralarındaki en belirgin fark hemoglobinin porfirin halkasının demir (Fe) etrafında inşa edilmesidir, oysa klorofilin porfirin halkası magnezyum (Mg) etrafında inşa edilir.

Hemoglobin ve klorofil arasındaki kimyasal benzerlik 1850 li yıllarda araştırılmaya başlandı ve özellikle 1920’lerin başlarında ortaya çıktı. Takip eden yirmi yılda, iki maddenin vücutta birbirlerine ters çevrilebilir olup olmadığını görmek için çok sayıda araştırmalar yapıldı.

Buğday çimleri gibi klorofil açısından zengin gıdaların, bir şekilde kanı “inşa etmesine” yardımcı olduğu konusunda yapılan araştırmalar ve araştırmaların kanıtları vardır.

Klorofil ile ilgili bilimsel araştırmanın kanla ilgili kapsamlı bir incelemesinden sonra, ikisi arasındaki ilişki, hemoglobin bir demir molekülünün, klorofil bir magnezyum molekülünün etrafindan inşa edilmesidir.

Vücuttaki karbon dioksit ile oksijen değişimi, dolaşım sistemimizdeki kırmızı kan hücrelerinde gerçekleşir. Sağlıklı kanın korunması için gerekli olan besinler arasında, demir, bakır, kalsiyum ve C, B-12, K, A, folik asit ve piridoksin gibi vitaminler bulunur. Kandaki temel elementleri oluşturan ve besleyen bileşenlerin çoğu, klorofilde yüksek olan gıdalarda da bulunur.

Çimlenmiş tahıllar, büyüme ve gelişme çalışmaları için kendilerinin sahip oldukları zengin klorofil kaynağına bağlı olarak, gerekli olan besinleri emer ve sentezler – K vitamini, C vitamini, folik asit, piridoksin, demir, kalsiyum ve proteinler. Bu besinler, kanın enerji kuryesi olan hemoglobinin üretimi ve kullanımı için de hayati öneme sahiptir. Uzun yıllar boyunca, halk ve bazı doğaya inanan sağlıkçılar, yeşil sebzeleri “kan kurucuları” olarak değerli saymıştır. Sadece yeşil yapraklı bitkileri yiyenlerde kırmızı kan hücrelerinde bol miktarda hemoglobin bulundukları gözlemlenmiştir.

Leave A Comment

You must be logged in to post a comment.